6 Mayıs 2010 Perşembe

ANTİOKSİDAN KAYNAĞI BESİNLER


Bir çok meyve yüksek seviyelerde antioksidan özelliklere sahiptir. Çesitli meyvelerin oksijen radikalleri absorpsiyon kapasitleri asagida siralanmistir. Greyfurt (pembe )
Kivi
Kiraz
Üzümler ( kirmizi )
Portakal
Erik
Ahududu
Çilek
Bögürtlen
Mavi bögürtlen
Kuru üzüm
Kuru erik
Nar kirmizi sarap ve yesil çaydan 3 misli daha fazla antioksidan içerir

Sebzele

Sarimsak içerigindeki kükürtlü bilesikler nedeniyle antioksidan özelliklere sahiptir. Yaslandirilmis sarimsak ekstresi antioksidan özelliklere sahiptir. Su yosunlari : Spirulina çesitli antioksidan maddeler ihtiva eder. Tohumlar : Üzüm çekirdekleri antioksidan özellikli polifenoller ihtiva ederler. Susam tohumlari sesaminol antioksidanini ihtiva eder. Yaglar : Zeytin yagi ursolic asit antioksidanini ihtiva eder.

Bitkiler

Akdiken(Hawthorn)oligomerik proantosiyanidinler içerigi nedeniyle antioksidan özelliklidir. Altinbasotu(Golden Root)antioksidan özelliklidir. American ginseng antioksidan özelliklere sahiptir. Atkestanesi(Horse chestnut)antioksidan özelliklere sahiptir. Ashwagandha çesitli antioksidan bilesikler ihtiva eder. Biberiye (Rosemary) carnosol, epirosmanol, isorosmanol, rosmaridiphenolve ursolic asit gibi çesitli antioksidanlar ihtiva eder. Brahmi (Bacopa)antioksidan özelliklere sahiptir. Çörek otu(Black cumin)tohumu thymoquinoneiçerigi nedeniyleantioksidan özelliklere sahiptir.
Deve dikeni (Milk thistle)silymarinantioksidani ihtiva eder. Kadın tuzlugu(Barberry)antioksidan özelliklere sahip olup lipid peroksidasyonunu engeller. Geven otu(Astragalus)antioksidan özelliklere sahiptir. Ginkgo biloba (Japon erigi)antioksidan özelliklere sahipginkgolide leriçerir. Kakao (Cocoa)oligomerik proantosiyanidinler ve epicatechin içerigi nedeniyle antioksidan özelliklere sahiptir. Kantaron(sari)(Saint johns wort)antioksidan özelliklere sahiptir. Kekik(yabani)(Oregano),rosmarinic asitiçerigi nedeniyle antioksidan özelliklidir. Kore ginsegiantioksidan özelliklere sahiptir. Melissa(Balm) rosmarinic asit içerigi nedeniyle antioksidan özelliklere sahiptir. Meyan kökü(Licorice),glycyrrhizin içerigi nedeniyle antioksidan özelliklidir.
Mührüsüleyman(Fo - ti)antioksidan özelliklidir. 

Canlarım Nasılsınız?

Blogumuzu takip eden sevgili canlar ve cananlar :)

Umarım sizler için faydalı bir blog oluşturuyorumdur. İnanın elimden gelen herşeyi yapıyorum.

Yine görüşeceğiz, öpüyorum çok ;)

GÖZ MAKYAJINDA 3 ÖNEMLİ ADIM!!

Çekici ve güzel bir görünüme sahip olmak için ayıracak uzun zamanınız yoksa, sizler için kısa sürede yapabileceğiniz göz alıcı bir makyaj önerisinde bulunuyoruz. 



Makyajınızın kusursuz görünmesi ve kalıcı olmasını istiyorsanız mutlaka cilt renginize uygun bir fondöten ya da pudra ile kapatmalısınız. Temiz bir makyaj süngeri yardımıyla bu işlemi kolaylıkla yapabilirsiniz.
Fondöten kullanmayı sevmiyorsanız göz çevresi için özel üretilmiş ruj biçimde kapatıcı ürünler tercih edebilirsiniz.
Açık renk gözlere sahipseniz kahverengi; koyu renk gözlere sahipseniz siyah kalemle göz çevresini boyayın.Temiz bir sünger yardımıyla göz kalemini şakaklarınıza doğru dağıtın. Bu sayede hem doğal hem de üzerinde çalışılmış makyaj görüntüsü yaratabilirsiniz.
Kirpiklerinizi kirpik kıvırıcısıyla kıvırın. Alt ve üst kirpiklerinize bolca rimel sürün.
Evet! Göz makyajınız 3 adımda bitti.
Bu tür makyajda gözler ön planda olduğu için yanak ve dudaklarınızda hafif renkleri tercih etmelisiniz.
Dudaklarınıza şeffaf dudak parlatıcısı; yanaklarınıza açık pembe allık sürebilirsiniz.
Hayatınız ne kadar yoğun olursa olsun gün içinde kendinize özel zaman ayırın ve ilgi gösterin. Birkaç küçük dokunuşla kendinizi daha güzel ve daha iyi hissedebilirsiniz.

Sivilce Bakımı

Cildimizde oluşan sivilce ler, hem verdikleri acıyla hemde estetik görünümü bozması açısından baş belalarıdır. Sivilceli ciltlerden kurtulmanız için uzmanlar bakım önerilerinde bulundular.
 İşte o bakım önerileri : 
Akne, deri altındaki kıl kökleri ve yağ bezelerinin iltihaplanması sonucu oluşuyor. Yağ bezelerinin en yoğun olduğu yerler ise, yüz, göğüs ve sırttır. Aknelerin oluşmasında dört önemli faktör rol oynuyor:
Yağ bezeleri tarafından salgılanan sebumun artması; kıl ve yağ kanallarının tıkanması, yağ kanalı içindeki kanalların çoğalması ve enflamasyon( şişme, kızarıklı ve iltihaplanma)
Bakımı:
Akne sorunu olduğunda, cilt temizliği önem kazanır. Ancak çok fazla abartılmaması gerekir. Günde iki kez temizlemek yeterlidir. Akneli ciltlerde, genellikle cildin PH dengesi bozulur. Dengenin yeniden kurulması için, PH5-5 temizleyicilerin kullanılması gerekmektedir.
Akneli ciltler için en uygun olan temizleyiciler, jel olanlardır. Jel ciltten kolayca akarak arınır. Sabun şeklindeki temizleyiciler, siyah noktaların oluşumunu arttırır.
Cildiniz ne kadar yağlı ve sivilce li olsa da, nazik davranmaktan vazgeçmemelisiniz. Aşırı soyucu ve tahriş edici bakımlardan kaçının. Temizleyici olarak AHA ürünleri tercih edin. Siyah noktaların temizlenmesi yararlıdır. Ancak bunu uzmanlara yaptırın.
Sivilceleri kaşımak ve sıkmak yüzde iz kalmasına neden olabilir. Akneli cildin hassasiyeti arttığı için, daha fazla iz kalmaya meyillidir. Ayrıca yüz tahriş olduğunda, kılcal damar larda çatlamaya sebep olabilir.
Yağsız nemlendiriciler, akneli ciltleri sakinleştirir ve rahatlatır.
Akneli ciltlere, yüz yıkadıktan sonra hemen nemlendirici sürülmez. Yeni yıkanan cilt gerilir. Bu yüzden nemlendiriciyi gereğinden fazla emer. Yıkandıktan 15 dakika sonra cilt kendine gelir ve sürülen nemlendiriciyi ihtiyacı oranında kullanır.
Akneli ciltler, makyaj malzemelerinde her zaman hafifi ve yağsız olanı tercih etmelidirler.
Akneli cildi fırçalamak her zaman doğru değildir. Eğer mutlaka bu yöntemi kullanmak istiyorsanız, sivilce siz bölgelerde uygulamalısınız.

Parfüm Seçmenin İncelikleri

Parfümünüzü değiştirmek, yeni bir parfüm mü almak istiyorsunuz? O zaman önerilerimize kulak verin.


1- Parfüm kullanmayı sevenlerin yaptığı en büyük hata abartarak parfümü sıkmak. Burnunuz kokuya duyarlı hale gelince bir  süre sonra parfümün kokusunu alamazsınız bu yüzden az mı çok mu sıktığınıza karar vermeniz zor olabilir. Bilek içi ve kulak arkası parfüm uygulamasındaki klasik bölgelerdir. Bu bölgeler parfümün yayılmasını kolaylaştırır. Göğüs, kalça kemiği ve bacak üstleri parfüm sürmek için idealdir. Çünkü havayla temas etmedikleri için parfümünüz uzun süre kalıcılığını korur ve koku yaymaya devam eder.
2- Parfümseçerken kendinizi baskı altında hissetmeyin. Eğer teninize ve zevkinize uygun parfüm bulmakta zorlanıyorsanız yakın çevrenize danışın veya alışverişe çıktığınızda mağaza görevlisinin yardımını isteyin. Nasıl parfümlerden hoşlandığınız ve daha önce ne tür parfümler kullandığınız hakkında bilgi verirseniz, mağaza görevlisi size onlara göre parfüm tavsiyelerinde bulunur.
3- Unutmayın parfümler her tende farklı kokar. Tenin yapısına ve yaşa göre her parfüm her insanda farklı durur. Bu yüzden arkadaşınızda beğendiğiniz bir parfüm kendi üzerinizde hoşunuza gitmeyebilir.
4- Tek bir parfümle yetinmeyin. Üst üste 5 gün aynı parfümü kullanırsanız, artık kokuyu alamaz  hale gelirsiniz ve parfüm sürmeyi unutmaya başlarsınız. Çünkü sürseniz de sürmeseniz de o farklı kokuyu  artık fark etmemeye başlarsanız. Bu yüzden en az üç farklı parfüm kullanın. Bu sayede teninizdeki kokuyu taze tutabilirsiniz.
5- Dergilerde veya tanıtımpanolarında kart üzerine sürülen koku örnekleri size o parfüm hakkında iyi fikir verebilir ancak siz yine de teninizde nasıl durduğunu öğrenmek için parfümü teninize sıkarak dene denemelisiniz. Parfüm denerken bileğinize sıkın, Ancak ilk kokladığınız an parfümün kokusunu doğru şekilde alamazsınız. Gün içinde baktığınız zaman daha doğru bir sonuç alırsınız çünkü ilk sıkıldığı andaki ağır yanıltıcı koku gün içinde azalır, yerine parfümün özü kalır. Bu şekilde de teninize uyumunu doğru şekilde yapabilirsiniz.
6- Parfümdenerken gözlerinizle de odaklanın. Bu sizin daha iyi koku almanızı sağlamaz ancak dikkatinizi aldığınız  kokuya verir.
7- Parfüm alırken, yaz için çok kullanışlı olan vücut losyonlarını, kremlerini ve deodarantlarını da ihmal etmeyin. Parfümler gibi; losyon ve kremlerin de teninize uygun olmasına dikkat edin.
8- Parfümü sıkarken biraz uzakta tutun. Özellikle hassas ciltlere zarar verebileceği için yüze sıkılması çok sakıncalıdır.

27 Nisan 2010 Salı

Yüzümüzü Nasıl Yıkamalıyız?

Cilt bakımında temizlik ön plandadır. Ne türde bakım uygulanırsa uygulansın yüzünüzü doğru şekilde yıkamalı ve temiz olmasına dikkat etmelisiniz. Yüz yıkamanın da doğru şekli olur mu demeyin… elbette en hassas bölgelerden olan yüzümüz ayrıca güzelliği açısından da önemlidir bu anlamda uygun ürünler ve hafif şekilde yıkanmalı. Bu konuda kısa ve önemli bilgiler şöyle sıralanabilir.
Aklınızda bulunsun;
* Yüzünüzü anti bakteriyel sabunla yıkamaya özen göstermelisiniz.
* Önce yüzünüzü ıslatın ve temizleme ürününü cilt ıslakken uygulayın.
* Yüz iyice yıkandıktan sonra yine çok iyi durulayın.
* Asla çok sıcak ve çok soğuk suyla yıkamayın, ılık suyla yıkamaya çalışın.
Cilt tipine uygun temizleyici ürünler kullanın.
* Kalıp şeklindeki sert sabunları yüzünüze sürmeyin.
* Kesinlikle yüzünüze lif sürmeyin ya da sert cilt fırçalarıyla fırçalamayın.
Nasıl yıkamalı?
Önce ellerinizi cildinize uygun bir sabunla çok iyi yıkayın, sonra ılık su ile yüzünüzü ıslatın ve sonra temizleyici kalıp sabun ya da sıvıysa elinizde köpürtün. Elinizde köpürttüğünüz sabunu yüzünüzün tamamına yayın. Alın, yanak ve burun kenarlarınızı hassas olduğundan yavaşça ovuşturun, bu sayede daha iyi temizlenmiş olacaktır. En sonunda sadece su ile iyice durulayın. Temiz bir havlu ile bastırmadan yüzünüzü kurulayın.

7 Nisan 2010 Çarşamba

PARFÜM NEYDEN YAPILIR?


Bitkiler çiçeklerinden köküne kadar kadar tüm bölümleriyle koku malzemelerinin ana maddesini oluşturur. Yalnız, dünya piyasasındaki yüksek fiyatlar sayesinde (bir kilo gülyağı bugün onbin dolardan fazla) günümüzde parfümler salt doğal maddelerden oluşmuyor.
Günümüz parfümlerini doğa ve kimyanın melezi ifadesiyle tanımlayan uzmanlar parfümü oluşturan bitki ve özleri şöyle özetliyor:
Yaprak ve saplar: Kekik, okaliptüs, ıtır çiçeği,tefarik, lavanta, biberiye, nane, defne.
Çiçekler: Gül, yasemin, karanfil, nergis, teber.
Meyve, tohumlar: Biber, kuru karanfil, vanilya, anason,hindistan cevizi.
Ağaçlar: Sandal, çam, sedir.
Kabuklar: Armut, tarçın.
Yosun: Meşe.
Bitki ve otlar: Tarhan, adaçayı, kekik.
İğneli yapraklar ve dallar: Ladin, çam, selvi.
Kökler: Vetiver, zencefil, süsen.
Meyve kabukları: Bergamut. limon, portakal, limet.

DUDAKLARINIZDA ÇARPICI GÖRÜNÜMLER


Kusursuz makyajınızı uygun tekniklerle uyguladığınız rujunuz ile tamamladığınızda ince ve belirsiz olduğunu düşündüğünüz dudaklarınızı daha dolgun ve göz alıcı etkilerle çarpıcı görünüme kavuşturabilirsiniz.
İlk olarak makyajınıza uygun tonlarda dudak kalemi ile çevrelediğiniz dudaklarınıza açık tonlarda ruj sürün, hatta transparan olarak tabir edilen tonları tercih edebilirsiniz.
Daha dolgun görünüm elde etmek içinse alt dudağınızın ortasına parlatıcı sürebilirsiniz.
Eğer dolgun dudaklara sahipseniz ve dikkat çektiğini düşünüyorsanız ruju dudaklarınızın ortasına sürüp kenarlarına parmağınız yardımıyla dağıtabilirsiniz.
Bu sayede ruj dudaklarınızın orta kısmında yoğun olacak ve daha küçük görünecektir.
Dudağınızın üst kısmı daha inceyse, dudak kalemini dudak çizgisinin kalem çizgisi kalınlığının üzerinden çevrelemelisiniz. alt dudağınızda ise kalem kullanmayın, böylece alt ve üst dudaklarınız orantılı görünecektir.Makyajınızı ruj ile tamamlayın.

6 Nisan 2010 Salı

Temizlik Gerçekten Önemli!

Merhaba Arkadaşlar
Bikaç gündür bişeyin farkına vardım. Ben hergün makyajımı yapmadan dışarıya adım atmayan insanlardanım. Fakat iş makyaj temizlemeye gelince makyajda gösterdiğim özeni temizlik konusunda göstermiyorum. Saymaya kalksam temizleme sütünden gece , gündüz temizleme ürünlerine kadar birçokcilt temizleme ürünü almışımdır. Bende bunlara vakit ayırmak zor gelince artık baska yollar denemeye başladım. Cilt temizleme ürünlerini duşa girmeden önce yüzüne hafif masaj yoluyla yayıyorum. Ayrıca 'saçıma bulaştı off nasıl temizliycem bunu! ' sıkıntısı da son buldu. Ilık suyla yüz gerçekten normal temizlemeden daha fazla rahatlıyor. Yani artık aldığım temizleme ürünlerinin hakkını vermeye başladım sayılır arkadaslar:D

Darısı alacağım diğer cilt temizleme ürünlerinin başına!!:))))
Kendinize güzel bakın arkadaslar!

UYKUDA GÜZELLEŞİN


Tüm gün türlü nedenlerle yıpranan tenimizin tıpkı bedenimiz gibi kaliteli bir gece uykusuna ihtiyacı var. Cildimizi uykuya ne kadar iyi hazırlarsak o kadar parlak, canlı ve diri bir cilde kavuşuruz. Zira gece biz uyurken cildimiz kendini yeniler, tamir eder, kırışıklıklarla mücadele eder. Cildimizi koruyan kolajen ve elastin dokuları geceleri tekrardan oluşur. Cilt kendi olanaklarıyla tazelenirken bizim de ona en doğru takviyelerde bulunmamız icap ediyor. Bu nedenle gece kremleri gündüz kremlerinden daha farklı ve daha kuvvetli bir yapıya sahiptir.
Gençken cilt yirmi sekiz günde bütünüyle yenileniyor, genç ve sağlıklı hücreler üste kolaylıkla çıkıyor. Halbu ki ihtiyarladıkça derinin yenilenmesi için elli gün hatta daha da uzun vakte ihtiyaç var. İster genç olalım, ister daha ileri yaşlarda cildimize iyi bakmamız geleceğe bir yatırım aslında. Bunun için gece bakım kremlerine otuzlu yaşlardan itibaren başlamakta fayda var.
Gece bakımının önemi:



Gece bakımı için en önemli tavsiyemiz; uykuya yatmadan hemen önce mutlaka cildinizi iyice yıkayın, temizleyin. Kesinlikle temizlemeden yatağa girmeyin. Çünkü gece uyurken uyku esnasında güzelleşiyoruz. Uykuya daldığımızda cildimiz kendini 11’den sonra tazelemeye başlıyor. Bu yenileme süreci dörde dek sürüyor.
Cilt bu çabayı gösterirken saat 01.00-03.00 arası cilt daha fazla kuruyor. Çünkü aşırı bir performans gösteriyor kendini tedavi için. Fakat tüm çabayı da cilde bırakmamak, bu işlevini daha da hızlandırmak bizim elimizde. İşte tüm bu sebeplerden ötürü biyolojik saatimize uygun geliştirilen gece kremleri, gündüz kremlerinden farklı olarak daha etkili ve daha tedavi edici ürünlerdir.
Bu kremler kırışıklık, leke gibi olumsuz faktörlerle ciltle birlikte gece boyunca mücadele eder, cildin çabuk iyileşmesini sağlar. Bu sebeple gece kremlerini bir hekime sorarak bilinçli satın alın. Hücre yenileyiciler, Retinol, A vitamini gibi kolajen üretimini destekleyen, kırışıklıkların giderilmesine yardım eden maddelerle zenginleştirilmiş gece kremleri siz uyurken sizi güzelleştirecek, gençleştirecektir.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Makyaj ve Cilt Bakımı

Cilt bakımı ile makyaj arasında bir köprü oluşturan makyaj bakımının gelişi güzel yapılan bir makyajın, hele kullanılan malzeme de iyi kalite değilse, özellikle cilt sağlığı açısından verebileceği çok zararlı sonuçların önünü almakta etkisi büyüktür. Makyaj bakımı, makyaj öncesi ve sonrası temizliği ile makyaj malzemeleri bilgisini kapsar.


Makyaj öncesi temizliği cilt bakımı sırasında kullanılan bazı malzemelerle yapılır. Bunların başında da kuşkusuz temizleme sütü gelir. Zira iyi bir makyaj yapabilmek için birinci şart önce yüzü, cildi temizlemektir. Temizleme sütünün arka sından -zorunlu olmamakla birlikte- kul lanılacak bir sıkıştırıcı tonik ya da losyon cildi sıkıştırarak diriltir ve makyajın daha güzel, daha dayanıklı ve canlı olmasını sağlar. Bundan sonraki adım mutlaka bir nemlendirici kullanmaktır. Özellikle fon döten sürmeden önce mutlaka nemlendiri ci sürerek hem cildin daha rahat hava alması sağlanmalı, hem de makyajın daha doğal bir görünüm taşımasına yardımcı olunmalıdır. Ancak bundan sonra tam anlamıyla makyaj uygulamasına geçilir.
Makyaj sonrası temizliği de son derece önemlidir. Makyaj ne denli uzun ve dikkatli bir çabanın sonunda gerçekleşmiş olursa olsun, ne denli güzel olmuş olursa olsun, ve ne kadar yorgun olunursa olunsun günün yahut gecenin sonunda yatmadan önce mutlaka çıkartılmalı ve yüz iyici temizlenmelidir. Aksi takdirde cilt çok kısa zamanda bozulur ve artık hiçbir makyaj ona eski sağlıklı halini kazandıramaz. Makyaj sonrası temizliği için gerekli malzemeler de cilt bakımının gerektirdiği malzemeler arasındadır. Yani temizleyici ler, gece kremleri…


İyi bir makyaj için temiz ve sağlıklı bir cilt ne kadar önemli ise kullanılacak malzemenin tazeliği, kalitesi ve kişinin cildine uygunluğu da o kadar önemlidir. Temel makyaj malzemeleri şöyle sıra lanabilir: temizleme sütü, tonik, nemlendi rici, krem, fondöten, pudra, far, rimel, ruj, allık, oje, aseton, deodoran, parfüm. Kuşkusuz kozmetik sanayii kapsamı bu küçük ama temel listenin çok ötesindedir. “Kozmea”, yani süslenmek kökünden gelen kozmetik terimi, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımıyla: “insanların temizlenmesi, güzelleşmesi ve çekicilik kazanması ya da görünüşünü değiştirmesi amacıyla insan vücuduna sürmek, akıtmak, serp mek, püskürtmek yoluyla uygulanan maddeler”i kapsar. Bu kapsamı içine, parfümden tuvalet suyu ve banyo preparatlarına dek güzel kokulu maddeler, cildi besleyici preparatlar, makyaj malzemeleri; traş maddelerinden gözsilme suyuna, güneş yamğıyla ilgili preparatlardan saçla ilgili malzemelere ve manikür takımlarına dek uzanan çok geniş bir yelpazeye yayılmış ürünler girer. Üstelik hemen her malzemenin birkaç türe ayrıldığı ve her türde bir çok çeşit bulunduğu göz önüne alınırsa, ortaya ne denli zengin ve uzmanlaşmış bir malzeme bütünü çıkacağı açıktır. Örneğin temelde, üç türlü krem vardır:
1) genel amaçlı kremler
2) özel amaçlı kremler -makyaj temizleme kremi, nemlendirici krem, vs. gibi-
3) tedavi kremleri -pişiklere, yanıklara karşı kremler gibi- bin bir çeşidi vardır.


Saç şampuanları da bu türden kolay bir örnek oluştururlar. Bunların da saçın yağlılık derecesine göre ya da prepaıatın özüne göre -limonlu, yumurtalı, elmalı, vb. gibi- çeşitlendikleri düşünülecek olursa, önümüze çıkacak olan manzaranın kalabalıklığı da rahat anlaşı lır. Çok zengin ve aynı zamanda aşırı titiz birisi olmadıkça kimse bütün bu ayrıntılı kozmetik ürünlerinin tümünü izlemek ve kullanmak zorunda değildir. Kaldı ki, böyle bir şeye gerek de yoktur. Önemli olan en gerekli temel ürünleri edinmek ve bunları bilinçle, ustaca ve sistemli bir şekilde kullanmaktır. En çok dikkat edilmesi gereken nokta da, bir kez daha vurgulayalım ki, kullanılan malzeme ile cildin uyumudur. Bu ikisi arasında uyum yoksa olumlu sonuç alınmak şöyle dursun birtakım rahatsızlıklar bile başgösterebilir. Bu rahatsızlıklar içinde alerji önemli yer tutar. Ancak her rahatsızlık ille de kişinin kendisinden ve seçtiği malzeme ile uyum sağlayarnamasından kaynaklanır denemez. Malzemenin kalitesi de çok önemlidir.


Kullanılan malzemenin yapımına giren maddelerdeki bir eksiklik ya da fazlalık ya da hammeddenin işlenmesinin sağlığa aykırı koşullarda ve düşük kalitede yapılması gibi etkenler, o malzemenin cilt bozukluklarına yolaçmasına neden olabi lir.


Cilt bozuklukları arasında en çok görülen alerjiler ise makyaj malzemesinin iyi ya da kötü kalite olmasından bağımsız dır. Kullananın yapısının alerjik olup olmamasına bağlıdır. Özellikle göz makya jında kullanılan malzemelerin alerjik dö küntülere yolaçtığı sık raslanılan bir durumdur. Bu durum kepeklenrrie, hatta ileri duyarlılık hallerinde gözlerde sulan ma, giderek kapanma nedeni olabilmekte dir. Bu allerjik yapıya karşın kişi aynı malzemeyle makyajı sürdürürse bu kez allerjik döküntünün bütün vücuda sıçra ması tehlikesi sözkonusudur.


Dudaklar da bir başka alerji bölgesidir. Allerjik kimseler kullandıkları rujla uyum sağlayamamakta, bunun sonucu olarak da dudak çevresinde kızarma, çatlama, ka buklanma ve kaşıntı görülmektedir. Bu tür bozukluklar ojeden de ileri gelebilir. Zira kullanılan ojeye karşı kullananın alerjisi varsa, el, tırnaklar aracılığıyla dokunduğu her organa alerjik bozuklukları taşıyabilir.


Kişinin alerjik bir yapısı varsa aslında kolonya ve parfüm de aralarında olmak üzere her malzeme kızarıklık, kaşıntı, döküntü, kepeklenme, çatlama hatta egzema yapabilir. Böyle durumlarda yapıl­ması gereken derhal o malzemeyi kullan maya son vermek, sonra da bir allerjik testinden geçmektir. Bu test sonucu kişinin yapısının neye, hangi maddeye ya da maddelere karşı alerjik olduğu saptanır, ya onun yerine geçirilebilecek ama alerji yaratan bir madde içermeyen bir ürün kullanılır ya da kişiye o maddeye karşı bağışıklık kazandırıcı bir tedavi uygulanır. O arada alerjiden ötürü ortaya çıkmış bozuklukların tedavisi için de anti-alerjik pansumanlar, kremler, ağızdan verilecek ilaçlar, hatta vitaminler kullanılır.


Öte yandan, uzun süre kullanılan ya da bayatlamış bir makyaj malzemesi günün birinde allerji yaratabilir. Böyle durumlar la karşılaşmamak için, çok ender olarak kulandan ve o yüzden tükenmeyip yapılış tarihinin üzerinden yıllar geçmiş, tazeliğini yitirmiş malzemelerin ya da iyi korunma mış, kapağı açık unutulmuş dolayısıyla havayla, suyla, tozla, vs. temas ederek bozulmuş malzemelerin kullanılmaması gerekir.

Cilt Bakımı Nasıl Yapılmalı?


Normal olarak gençlikte herkesin cildi güzeldir; önemli olan, cildin güzelliğini sağlayan diriliği, pürüzsüzlüğü, tazeliği ileri yaşlarda da olabildiğince sürdürebil mektir. Bu olanaksız bir şey değildir. Doğru yürütülen sistemli bir bakım programı kişinin kırkından sonra bile kırışıksız, canlı bir deriye sahip olmasını sağlar.
Göz, ne kadar “ruhun aynası” ise aslında deri de öylesine ruhun aynasıdır. En küçük bir içsıkıntısı derhal deride kendini belli eder, dışa vurur. Deri canlı bir organizmadır, yani solur, hava alır, kendi kendini yeniler. Bu yenilenme yirmi yedi günde bir gerçekleşir, normal olarak günde on gram eski deri atılır. Ancak yirmi beş yaşından sonra yenilenen deri hücreleri gittikçe azalır; nemlemenin eksikği oranında kuruma ve sertleşme artar, ilk kırışıklıklar kendini gösterir.
Anlaşılacağı üzere yenilenme ile derinin soluması, hava alması arasında çok yakın bir ilişki vardır. Bu ise cildin yeterince nemli olmasına bağlı olan bir şeydir. Fazla güneş, kuru kalorifer havası ya da tam tersine fazla soğuk hava ve fazla su gerekli nemlenme düzeyinin üstüne çıkıldığı ya da altında kalındığı için derinin kurumasına yol açar.
Ancak derinin kuruması salt nem düzeyindeki bozukluktan ileri gelen bir şey değildir. Hava kirliliğinin ve pisliğin de rolü önemlidir. Bu dış etkenlerin yanısıra ruhsal gerginlik (stres),uykusuzluk, hare ketsizlik ve kötü beslenme gibi etkenler de cildin bozulmasında çok etkili olurlar.
Cilt bozucu bu etkenlerin sayılması bile cilt bakımında nelere dikkat etmek gerek tiği konusunda bir ilk fikir veribilir.
Kısaca toparlarsa, cildin kendi kendini yenileme yetisinin olabildiğince uzun süre yaşaması na yardımcı olabilmek için hava almasını sağlamak, olabildiğince hava kirliliğinden uzak yerlerde bulunmak, hiç değilse tatillerde temiz havalı yerlere gitmek ve en önemlisi bütün gövdeye temiz hava aldırmak en basit ve temel cilt bakım kuralıdır. Ancak deriye bol ve temiz oksijen aldırmaya çalışırken güneşte ku rutmak, yahut rüzgârda kavurmak da cildin pul pul kabarmasına, kurumasına, katılaşmasına neden olur. Bunun önüne geçmek için cildin bir yandan temiz oksijen alırken öbür yandan keskin güneş ya da sert rüzgâr altında nem kaybına uğraması nı önleyici nemlendirici kremler sürmek gerekli ve yeterli bir önlemdir. Krem deriye kalınca bir tabaka halinde sürülmeli ve on-onbeş dakika derinin kremi emmesi beklenmelidir.


Pisliğin de cilt üzerinde olumsuz etkisine değinmiştik. Bu bakımdan kişinin temizliğine dikkat etmesi, ve temiz bir ortamda olsa bile sırf terlemeyle cilt gözeneklerinin tıkanacığını, bunun da derinin solumasını, hava almasını zorlaştı racağını bilerek gece yatmadan önce ve sabah kattıktan sonra elini yüzünü yıka ması gerekir. Buna karşılık deriyi temiz tutmak amacıyla her gün duş yapmak da doğru değildir, çünkü yıkanmanın fazlası da bu kez gerekli nemlilik oranının üstüne çıkılmasına, hatta derinin koruyucu taba kasının tahriş olmasına yolaçarak istenen sonucun tam tersini verir. En iyisi kişinin kirlenme durumuna göre iki, üç günde bir kısa, hafif bir duş alması ve / ya da haftada bir tam bir banyo yapmasıdır.
Banyo sırasında deriyi yumuşakça fırçalamak da ölü deri tabakasının atılmasını, gözeneklerin açılmasını ve kan dolaşımının hızlanmasını sağladığı ve bütün bunlar derinin hava almasını kolaylaştırdığı, aldığı oksijeni arttırdığı için oldukça yararlı bir yöntemdir. Deriyi fırçalamak üzere kese ya da lif en iyisidir. Sabunlanırken derinin tahriş olmaması için sabunbezi ya da yapay sünger yerine doğal sünger kullanmak tercih edilmelidir. Ancak kese ve fırçayı yüze sürmeyip yalnızca gövdede kullanmak, ayak topuk ları için (ve yalnız orası için) ponzataşından yararlanmak gerektiğini, ılık suyla duşun ise sinirleri yatıştırıp, ruhu dinlendirdiğini, soğuk suyla duşun ise deriyi diriltip gerdiğini, düzleştirdiğini dolayısıyla ılık suyla başlayan bir duşu mutlaka bir iki saniye için bile olsa soğuk suyla sona erdirmenin her bakımdan çok yerinde ol duğunu akılda tutmak yararlı olacaktır.
Bütün bunlara masaj ve jimnastik de eklenebilir. Ancak bunların her ikisinin de asıl amacı cilt güzelliği değildir, o bir yan sonuçtur. Ancak şu kadarına işaret edelim ki cilt sağlığı, güzelliği iyi bir kan dolaşımı ile yakından ilgilidir. İşte masaj ve jimnastik de bu kan dolaşımını hızlandır maya yardımcı olarak cildin güzelleşmesi ne katkıda bulunurlar. Kremi daire hareketleriyle vücuda yedirerek sürmek de aynı işlevi görür.
Buraya dek yazdıklarımızdan da anla şılacağı gibi en basit bir cilt bakımı bile aslında hiç de o kadar basit değildir ve bilinçli, ölçülü bir davranışı gerektirir. Öte yandan her cilt birbirine benzemez, değişik cilt çeşitleri vardır, dolayısıyla bunların bakımı da farklılık gösterir. Bu nedenle kişinin kendi cildinin hangi türe girdiğini doğru saptaması ve cildinin türüne göre bir bakım programı uygulaması zorunludur.
Aksi takdirde yanlış uygulanacak bir cilt bakımı “bakım” olmaktan çıkar ve yalnızca zarar verir. Cilt bakımının yukarıda sergilenen herkese ortak ve temel ilkelerinin yanısıra kişinin yaşına, derinin yağlılık durumuna, deri bölgelerine göre değişen ilkeleri, kuralları vardır. Burdan itibaren deri bakımını bu özel yanlarıyla göreceğiz.
Yaş Durumu

Deri altındaki yağ bezleri çocukluk döneminde belli belirsiz denecek kadar az yağ salgılarlar. Bu nedenle çok sık yıkanmak, fazla sabun kullanmak derinin tahrişine yolaçabilir. Yaşlılık sırasında da yağlanma yeniden azalır, özellikle kollarda ve bacaklarda derinin kuruması yaşın ilerlemesiyle birlikte oldukça hızlanabilir. Yıkanırken bu noktayı gözönünde tutmak, gerekmedikçe sabun kullanmaktan kaçınmak, soğuk suyu tercih etmek yararlı olur.

toplist

4 Nisan 2010 Pazar

MAKYAJLA GELEN GÜZELLİK

"Her kadın güzeldir yeter ki güzelliğini kullanmayı bilsin" sözü aslında hiç de yalan değildir. Dergilerde gördüğümüz güzel yüzlü kadınların makyajsız hallerini hiç görmediniz mi? Hayır, kesinlikle sizi kandırmıyor, gerçeği söylüyoruz. Siz yeter ki doğru teknikleri kullanmayı bilin...

Güzelliğe doğru yaklaşırken ilk yapmanız gereken doğru ürünleri seçmek. Önemli olan kendinize uygun bir ürünü yine kendinize uygun bir teknikle kullanmak.

Fondöten

Sizin için en uygun olan rengi bulmak için güneşe çıkıp renk tonuna dışarıda bakmanız daha uygun olur. Çünkü karanlık yerlerde fondötenin rengini anlayamayabilir koyu ya da açık bir ton alabilirsiniz.

Fondöten sürerken genelde süngerle sürülmesi tavsiye edilse de parmaklarınızı kullanarak da bu işlemi yapabilirsiniz. Böylece daha az ürün harcamış olursunuz.

Eğer fondöteniniz çok yoğunsa bir nemlendirici ile karıştırabilirsiniz.daha doğal bir görüntü sağlamak için makyaj bazı kullanabilirsiniz.

Pudra

Pudra seçimi yaparken cilt renginize uydurmaya çalışmak yerine şeffaf bir pudra kullanmayı tercih edin. Cildinizin kuru görünmesini istemiyorsanız pudra kullanmamanız tavsiye edilir. Pudrayı her zaman fondöten ve kapatıcıdan sonra kullanın.

Allık

Allık seçiminde göz önünde bulundurmanız gereken en önemli faktör allığın cildiniz kızardığında ya da yandığında aldığı renkten farklı olmamasıdır. Bu genelde pembe veya kırmızı tonlarıdır.


CİLT BAKIMIYLA BAŞLAYALIM :)

Sevgili Misafirlerim, biliyorsunuz ki cilt bakımı biz bayanlar için çok önemli. Cildimize bakmazsak, kendimize bakmamış oluruz, kendimize bakmazsak kimse bize bakmaz :)
Bunun için aşağıdaki yazının yararlı olacağını düşündüm..

Cilt bakım ürünlerinin doğru kullanıldığında cilde inanılmaz etkileri vardır. Temizleyici, nemlendirici veya maskeler hakkında dermatologların söyleyebileceği bazı doğrular vardır.

İçeriğindeki "mucize" madde nedeniyle tercih edip her hafta yenisini satın aldığınız ürünler cildinizi sadece tahriş edebilir ve uygun cilt bakımından uzaklaşmış olursunuz.

Günlük Cilt Bakımında;

1) Cilt tipine uygun ürünleri seçmek önemlidir.
2) Çevreden biriken kirlerin, ter yağ gibi kişisel salgılarımızın, ve dökülmekte olan ölü cilt hücrelerimizin temizlenmesi ikinci adımdır.

3) En hafif temizlemeyle bile bozulabilen cildin üst tabakasındaki doğal nemlendirme sistemlerinin nemlendiricilerle takviye edilmesi. Genel kural olarak da nemlendiricilerin yüz ve vücut halen nemliyken kullanılması vücuttaki nemi hapsetmektedir.

4) UV ışınlarının verdiği hasarı önlemek için güneşten koruyucu kullanmak .

5) Normal cildin bilhassa foto yaşlanma ve hasarı için tedavi edici ürünlerin kullanılması uygundur.

Kuru Ciltlerde; Kuru ciltlerde kurutucu ve alkol içeren ürünler ciltten nemi söküp atacağı için tercih edilmemelidir.

Hassas yumuşak sabun içermeyen likit bir temizleyici sonrası gliserin , hiyalironik asit gibi ürünlerle formüle edilmiş nem kaybını azaltan nemlendiriciler kullanılmalıdır. UVA ve UVB ışınlarına karşı koruyucu SPF15 ve üstü bir ürün yıl boyunca dışarıya çıkmadan yarım saat önce açıkta kalan alanlara uygulanmalıdır.

Yağlı Cilt; Yağlı ciltlerde aşırı yağlı ürünler, hassas ciltlerde ise uygun daha az hasar verecek narin ürünler tercih edilebilir.

Yağlı ciltlere özgün yağ bağlayıcı likit veya jel şeklinde temizleyicileri tercih edin. Krem bazlı, kakao yağı, lanolin içeren sabunlardan uzak durun. Losyon şeklinde suyu çekip tutan (humectane) maddeler içeren nemlendiricileri tercih edin. Ergenlik çağındaki gençlerde görülen hormon değişiklikleri nedeniyle yağlı ve akneye yatkın cildin temizliği ve doktor tarafından önerilen ürünlerin düzenli kullanılması önemlidir.
Yağ içermeyen (oil-free) güneşten koruyucuları kullanın.
Cildinize fazla parlak diyerek, yağı kurutmak için sert sabun, alkol, fırça, kese kullanmayın. Cilt temizliğini günde 2-3 kezden fazla yapmayın.

Karma Cilt; Kozmetik olarak T bölgesi ; yüzün yağlı alanları olan yanaklar, alın burun ve çene daha fazla yağlıyken diğer alanlarda kuruluk gözlenir.

Normal karma ciltler için olan temizleme ürünleri yanaklar için nazik diğer bölgelerde daha sert etkililerdir. Yalnızca ihtiyaç duyulan bölgelere uygulayacağınız nemlendirici T bölgesinde sivilceye yol açabilir.
Yağ içermeyen güneşten koruyucular kullanabilirsiniz.

Şimdilik bu kadar bilgiyle başlayalım, gerisini zamanla yayınlarız ;)

Sağlıkla Kalın..

KOZMETİK DÜNYAM'A HOŞGELDİNİZ :)

Evet, ben de sonunda kendime ait bir blog açmaya karar verdim.
Blogumda kozmetik dünyamı sizlere açıyor olacağım. Gerek kozmetikle ilgili yazılar, gerek kendi tecrübelerim, gerekse de dünyada herhangi bir şey ile ilgili yazılarımı bulabileceksiniz :)

Umarım keyif alırsınız..
Öpüyorum sizleri çok.. :)